Cem Sultan'ın acı bir hayat hikayesi olduğunu herkes bilir. Babası Fatih Sultan Mehmet'in ölümü üzerine tahta ağabeyi Bayezid'in geçişi, Cem Sultan'ın taht mücadelesi, Önce Mısır ve Hicaz taraflarına gidişi, sonra Rodos Şövalyelerine ve daha sonra da Papa'ya sığınışı... Ve bunları takip eden acılklı hikaye...Elbette burada bu hikayeyi anlatmak niyetinde değilim. Maksadım onun yaşadığı bu trajediyi şiirlerinde nasıl dillendirdiğini -acizane- yansıtmaya çalışmak(katkılarınızla)
Cem Sultan, ağabeyi Sultan İkinci Bayezid'e yazdığı bir şiirinde ona şöyle seslenir:
"Sen bister-i gülde yatasın şevk ile handan,
Ben kül döşenem külhan-ı mihnette sebeb ne"
(Sen gül döşenmiş yatakta neşeyle gülerek yatarken,
ben zahmet ve eziyet içinde küle batayım, neden)
Sultan İkinci Bayezid ise ona şöyle cevap verir:
"Çün rûz-i ezel kısmet olunmuş bize devlet,
Takdire rıza vermeyesin böyle sebeb ne,
Haccacü'l-Haremeynüm deyüben da'va kılarsun,
Ya saltanat-ı dünyeviye bunca taleb ne"
(Bize ezelden saltanat kısmet imiş,sen ise kadere rıza göstermedin buna sebep ne,
Hacca gittin kendini temizlemek davasına düştün,peki dünya saltanatı için bunca hırs niye
Cem'in gurbet ellerde başına gelenleri kaderle yorumlayışı:
Câm-ı Cem nûş eyle iy Cem bu Frengistândur
Her kulun başına yazılan gelir devrândur
(Ey Cem, Cem’in kadehini iç, bu Frengistândır. Her kulun başına yazılan gelir, kaderdir.)
Ve yaban ellerde hala hayatta oluşunun bile sultanlık sayılabileceğini vurguladığı beyit:
Şükr kıl Allâh’a kim geldün Frengistan’a sağ
Sağlığınca her kişi nefsince bir sultandır
(Allah’a çok şükr et ki Frengistan’a sağ salim geldin ve insanın sağ olmasıkendine göre bir sultan olmasıdır.)
--------------------------------------------------------------------------------
Gönlündeki gizli sitemi yansıttığı mısralardan:
Didi Cem bu şi’r-i Sultân Bâyezîd’ün yâdına
Anıcak ol meclisi akan gözinden kandur
(Cem bu şiirini Sultan Bayezid’in anısına söyledi, o meclisi andıkça onun gözünden akan kandır.
Kardeşi Bayezid’e sitemli bir eda ile saltanatın geçici ve yalan olduğunu nasihat ederek kasidesine son vermiştir:
Yürü var iy Bâyezid sen süregör devrânını
Saltanat bâkî kalur derlerse bu yalandur
(Ey Bayezid, yüri git sen devrânı sürmeğe devam et. Saltanat bâkî kalır derlerse bu yalandır.)