sevdiğm vuslata ereyim diye
ciğerim kan ile dolagelmiştir
gözlerim lütfunu göreyim diye
ağlayı ağlayı yola gelmiştir
doğan aylar gibi doğup dolunma
beni koyup yadlar ile salınma
civan seni sevdiğime alınma
severler güzeli olagelmiştir
hatırını yıkma gel bu gedanın
bir edna kuludur bari hudanın
nice sencileyin konca fidanın
açılmış gülleri solagelmiştir
gayetle nazlısın biz de biliriz
iltifat edersin diye geliriz
kabul etmez isen bir yar buluruz
mecnun leylasını bulagelmiştir
katibi der sitem vardır bu sözde
derdimiz ne beşte durur ne yüzde
dilberin uğruna ölelim biz de
dost için aşıklar ölegelmiştir
Aşkın aldı beni benden
bana seni gerek seni
ben yanaram dünü günü
bana seni gerek seni
ne varlığa sevinürem
ne yokluğa yerinürem
aşkın ile avunuram
bana seni gerek seni
aşkın aşıklar öldürür
aşk denizine daldırır
tecelli ile doldurur
bana seni gerek seni
aşkın şarabından içem
mecnun olup dağa düşem
sensin dünü gün endişem
bana seni gerek seni
sofilere sohbet gerek
anılara ahret gerek
mecnunlara leyli gerek
bana seni gerek seni
eğer beni öldüreler
külüm göğe savuralar
toprağım anda çağıra
bana seni gerek seni
yunusdur benüm adım
gün geçtükçe artar odum
iki cihanda maksudum
bana seni gerek seni
------------------------------
sunayı da deli gönül sunayı
ben yoluna terk ederim sılayı
armağan gönderdim telli turnayı
iner gider bir gözleri sürmeli
ateş yanmayınca tütün mü tüter
ak göğsün üstünde çimen mi biter
vakti gelmeyince bülbül mü öter
öter gider bir gözleri sürmeli
sabahtan uğradım onun yurduna
dayanılmaz firkatine derdine
yıkılası karlı dağlar ardına
aşar gider bir gözleri sürmeli
karacoğlan kapınızda kul gibi
gönül küsüverse ince kıl gibi
seherde açılan gonca gül gibi
kokar gider bir gözleri sürmeli